Bu Blogda Ara

Sayfalar

14 Nisan 2010 Çarşamba

Hatamla Sev Beni

Sene 1974, Orhan Gencebay “Hatasız Kul Olmaz” isimli albümünü çıkarıyor. Albüme ismini veren parça, albümde 5 numarada yer alıyor.

Ve başlıyor Orhan abimiz söylemeye :

“Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni
Dermansız dert olmaz, dermana sal beni
Kaybettim kendimi, ne olur bul beni
Yoruldum halim yok, ne olur gel al beni”

Şimdi diyeceksiniz ki, nerden çıktı bu arabesk tavırlar, o tavırlar aslında hepimizin içinde var, bazen bastırıyoruz, bazen de Orhan Gencebay’ın dediği gibi salıyoruz kendimizi. Ama dikkat edecek olursak bu kendimizi salma işini son zamanlarda lüzumsuzlaştırdık, hatta abarttık.

Nedir bu tribünlerde kendimizi salma durumu? Bireysel ve direk şahsa yönelik küfür çoğalmaya başladı, son maçta durum o kadar vahim bir hal aldı ki küfürleri ithamlar almaya başladı ve iş maç satmaya kadar uzandı.

Sene başından bu yana özveriyle, arzuyla, sadakatle, azimle, gençlikleri ile mücadele eden bu insanlara önce küfürü reva gördük şimdi de maç satmayı reva görüyoruz. Bu futbolcu topluluğunun hiç mi hata yapma lüksü yok, bizde de hiç mi tolerans yok.

Futbolcularımız sesleniyor; “HATAMLA SEV BENİ” diyor, duymuyor musunuz? Küfürlerden duyamazsınız, öfkenizden göremezsiniz, en önemlisi hatalarına rağmen sevemezsiniz. Çünkü, siz hiç sevmemişsiniz ki, hataya rağmen sevebilesiniz.

Futbolcularımız sesleniyor; “DERMANSIZ DERT OLMAZ, DERMANA SAL BENİ” diyor, duymuyor musunuz? Yani diyorlar ki biz derde de(yenilgiye) düşsek sizinle çeviririz diyorlar, duymuyor musunuz? Küfürlerinizden duyamazsınız.

Futbolcularımız sesleniyor; KAYBETTİM KENDİMİ, NE OLUR BUL BENİ, YORULDUM HALİM YOK, NE OLUR GEL AL BENİ” diyor, duymuyor musunuz? Yani gücümüz olun, nefesimiz olun diyorlar, duymuyor musunuz? Küfürlerinizden duyamazsınız.

Daha doğrusu 17-1-10 duyarsınız…

Dip Not : Bu yazı Çanakkale maçında takımımıza, futbolcumuza küfreden ve bunla yetinmeyip maç satma ithamında bulunan insancıklara ithafen yazılmıştır. Mavi boncuk dağıtmayı sevmem ama yiğide de hakkını vermesini bilirim, maçtan önce İlyas Kahraman’a gösterilen tavır ve tezahürat gerçek bir taraftarlık öngörüsüdür. O öngörüyü sunan da Turbeyler’dir.